Uzman Klinik Psikolog Ece Özçırak
Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu, özellikle çekişmeli boşanmalarda ve velayet davalarında sıklıkla karşımıza çıkan çocukları duygusal ve psikolojik açıdan ciddi şekilde olumsuz olarak etkileyen bir durumdur. EYS, çocuğun beyni yıkanarak duygusal anlamda diğer ebeveyne karşı yabancılaştırılması sonucu oluşan psikolojik bir rahatsızlıktır. Çocukların böyle bir durumla karşılaşması duygusal taciz olarak kabul edilmekte ve bunun bir çocuk hakları ihlali olmasının kabulüyle EYS zamanla üzerinde durulması gereken ve önemli bir rahatsızlık olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Çocuklar, özellikle ebeveynleri tarafından yapılan duygusal/psikolojik istismara karşı savunmasızdırlar ve çok kolay kandırılabilirler. Boşanma sürecinde eşler kendi aralarındaki husumeti bilinçli veya bilinçsiz olarak çocuklarına da yansıtarak onları bir taraf olmaya itebilirler. Burada amaç, mahkeme süreçlerinin sonunda diğer ebeveynin, çocuğun dünyasında karalanması, yok edilmesi, tüm bağının kopartılması hedeflenerek art niyetli davranışlarla zafer ve zaman kazanmaya çalışılmasıdır. Bu noktada tacizci ebeveyn, eşiyle olan problemleri sebebiyle çocuğunun da diğer ebeveyne karşı mesafeli olmasını ve kendi tarafında yer almasını istemektedir. Bu hedefle bilinçli veya bilinçsiz olarak hareket eden duygusal tacizciye “yabancılaştırıcı” denir. Bu anlamda yabancılaştırıcı, duygusal istismarın istisnasız sorumlusu ve zanlısıdır.
Çocuğu diğer ebeveynden soğutmak ve kendine bağlamak için onu şımartıcı davranışlarda bulunmak, boşanmanın sorumluluğunu diğer ebeveyne yüklemek, çocuğun hastalandığını ya da okuldaki müsamere gibi bazı faaliyetlerini diğer ebeveynden gizlemek gibi tutumlar en basit yabancılaştırıcı taktiklerindendir. Çocuğu göstermekte zorluk çıkarmak ve diğer ebeveynin icraya başvurmasına yol açmak en bilindik yabancılaştırıcı taktiğidir. Bu basit faaliyetler sonucunda çocukta diğer ebeveyn hakkında olumsuz düşünceler belirir. Diğer ebeveyni dikkate almamaya, önemsememeye başlar ve diğer ebeveynin çocuk üzerindeki etkinliği ve rol modelliği sarsılır. Bu nedenle yabancılaşmanın fark edildiği ilk anda tedbir almak gerekir. Bu açıdan bakıldığında ülkemizde belki yüzbinlerce EYS vakasının olduğu söylenebilir. Halbuki, her çocuk anne ve babalı büyüme hakkına sahiptir. Bu, çocukların temel insani haklarından biridir.
EYS hakkında bilgi sahibi olmayan bazı uzman ve kurumlar tarafından EYS’ye maruz kalan çocukların yaşadıkları depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklarla karıştırılarak, uygun olmayan tanılar ile tedavi edilmeye çalışılmakta ve asıl sorun fark edilmemektedir. Bu nedenle, EYS tablosunun zamanla daha ağırlaştığı ve çocuklar üzerinde telafisi zor olan ciddi psikolojik sorunların eşlik ettiği tablolar ortaya çıkmaktadır.
EYS’nin bir de diğer ebeveyn tarafı vardır. Çocuğu kendisinden yabancılaştırılan/uzaklaştırılan ebeveyn çocuğunu özler, görmek ister, çocuğuna ulaşmaya çalışır, bu durumu tekrar tekrar sürekli yaşar. Sevgisini, özlemini bastırmayı başarabilse bile sorumluluk duygusunu yadsıyamaz. Enerjisinin tamamını çocuğuna olan özlemini bastırmaya, çözüm bulmaya harcar.
EYS’nin Ayırt Edici Özellikleri
1. Hedefteki ebeveyne karşı iftira kampanyası
2. Hedefteki ebeveyni reddetmek için çocuğu tutarsız, mantıksız, zayıf ve saçma bir mantığa sürükleme
3.Çocukta hedefteki ebeveynine karşı çelişkili duygularının eksikliği
4.Bağımsız düşünür fenomeni
5.Çocuğun yabancılaştıran ebeveyne karşı koşulsuz otomatik desteği
6.Çocukta belirgin bir suçluluğun olmaması
7.Ödünç senaryoların varlığı
8.Hedefteki ebeveynin geniş ailesine karşı yayılan kin ve nefret duyguları
Sonuç olarak, her çocuğun anne ve baba şefkatiyle büyüme hakkı tüm modern anayasaların temel ilkelerindendir. Çocukların ebeveynlerinden birinden koparıldığı bu durum bir çocuk istismarı, çocuk hakkı ihlalidir. İnsanların kendi hırslarının çocuklarının önüne geçtiği ve onların yaşayabilecekleri zorlukları görmezden geldikleri günümüz şartlarında yapılacak olan tek şey EYS farkındalığının kazandırılması ve oluşabilecek potansiyel psikolojik sorunlar ile ilgili ebeveynlerin bilinçlendirilmesidir. Umarım bazı ülkelerdeki gibi EYS’nin suç sayılması ve ortak velayetin kabul edilmesi yakın gelecekte ülkemiz şartlarında mümkün olabilir.